Anevrizmal Kemik Kisti

Anevrizmal Kemik Kisti

anevrizmal kemik kisti Anevrizmal kemik kisti (AKK), benign bir tümör olarak kabul edilen, kemik içerisinde yer alan ve sıklıkla genç bireylerde gözlemlenen, kistik bir lezyondur. Bu kist, genellikle 20 yaş altındaki bireylerde, özellikle de 10 ile 15 yaş arasında en sık görülen ortopedik patolojiler arasında yer almaktadır. AKK, içindeki kan damarlarının patolojiye yol açması nedeniyle anevrizmal özellikler sergileyen bir kist olup, bu durum adını da buradan alır. Kistik lezyon, genellikle femur, tibia, pelvis ve omurga gibi uzun kemiklerde ortaya çıkar.

Bu kist, kemik üzerinde her zaman belirgin bir oluşum oluşturmaz; zira genellikle asemptomatiktir. Ancak, zamanla büyüme gösterdiğinde, çevresindeki yapılar üzerinde baskı yaparak ağrı, şişlik veya patolojik kırıklara yol açabilir. Kistin bırakmış olduğu ağırlık ve baskı, çevresindeki dokulara zarar verebilir ve bu da hem klinik bağımsızlıklara yol açabilir hem de cerrahi müdahaleyi zorunlu kılabilir.

Anevrizmal kemik kistlerinin kesin nedenleri henüz tam olarak anlaşılmamıştır. Ancak genetik yatkınlık, kemik metabolizmasındaki bozukluklar ve travma gibi faktörlerin rol oynayabileceği düşünülmektedir. Bununla birlikte, anevrizmal kemik kistlerinin, hematomların veya başka bir travma sonucu oluşan boşlukların yeniden organize olmasından kaynaklandığına dair hipotezler bulunmaktadır. Anevrizmal kemik kistleri, genellikle osteoblastik veya osteolitik faaliyet ile ilişkilidir.

Anevrizmal Kemik Kisti Belirtileri

Anevrizmal kemik kistinin belirtileri, kistin büyüklüğüne, yerine ve hastanın yaşına bağlı olarak değişiklik gösterir. Asemptomatik dönem sıklıkla yaşanabilir, ancak bazı durumlarda aşağıdaki belirtiler gözlemlenebilir:

  1. Ağrı: Kist büyüdükçe çevre dokularda baskı yapabilir; bu da lokalize ağrıya neden olabilir.
  2. Şişlik: Kistin yerleştiği bölgede belirgin bir şişlik oluşabilir.
  3. Hareket Kısıtlılığı: Kistin eklem bölgelerine yerleşmesi durumunda hareket kısıtlılığı görülebilir.
  4. Patolojik Kırıklar: Zayıflamış kemik yapısı nedeniyle, anevrizmal kemik kisti, patolojik kırıklara neden olabilir.

Tanı Yöntemleri

Anevrizmal kemik kistinin tanısı genellikle görüntüleme yöntemleri kullanılarak konulmaktadır. Bu yöntemler arasında:

  1. Röntgen: Kistin varlığını ve çevresel etkilerini görmek için ilk adım olarak kullanılabilir.
  2. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Kistin iç yapısını ve çevresindeki dokular üzerindeki etkilerini daha net görmek için tercih edilir.
  3. Bilgisayarlı Tomografi (BT): Özellikle kemiklerdeki erozyonların belirginleşmesi açısından önemlidir.

Ayrıca, kesin tanı koymak için biyopsi işlemi yapılabilir. Bu işlem, kistin içeriğinin incelenmesi ve malignite ihtimalinin ortadan kaldırılması açısından önem taşır.

Tedavi Seçenekleri

Anevrizmal kemik kistinin tedavi yöntemleri, kistin boyutuna, yerleşim yerinin özelliklerine ve semptomların şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterir. Başlıca tedavi yöntemleri şunlardır:

  1. Cerrahi Müdahale: Kistin büyük olduğu, semptomların belirginleştiği veya patolojik kırıkların görüldüğü durumlarda cerrahi müdahale gündeme gelir. Cerrahi işlem genellikle kistin tamamen çıkarılmasını veya kist içeriğinin boşaltılmasını içerir.
  2. Kürtaj ve Dondurma: Bazı durumlarda kist içeriği temizlenebilir ve ardından cryotherapy (dondurarak tedavi) uygulanarak kistin yeniden oluşması engellenebilir.
  3. Gözetim: Asemptomatik kistlerde, özel bir tedavi uygulanmadan takip süreci önerilebilir; bu süreçte görüntüleme tetkikleri ile kistin büyüme durumu izlenir.

Anevrizmal kemik kisti çoğu zaman benign bir lezyon olsa da, bazı komplikasyonları beraberinde getirebilir. Bunlar arasında patolojik kırıklar, enfeksiyon ve yeniden kist oluşumu sayılabilir. Tedavi sonrası, belirli aralıklarla hastaların izlenmesi gerekmektedir; bu süreçte görüntüleme yöntemleri kullanılarak kistin durumu kontrol edilir.

Anevrizal kemik kisti, genellikle genç bireylerde gözlemlenen, benign bir kistik lezyondur. Belirtileri genellikle asimptomatik iken, ilerleyen durumlarda ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı gibi sorunlara yol açabilir. Tanı sürecinde modern görüntüleme yöntemleri önemli rol oynarken, tedavi seçenekleri cerrahi müdahaleyi, gözlem sürecini veya başka iyileştirme yöntemlerini içermektedir. Gerekli durumlarda, uzman bir ortopedik onkolog yönlendirmesiyle uygun tedavi planı oluşturulmalıdır. Akılda tutulması gereken temel nokta, her ne kadar anevrizal kemik kistleri benign olsa da, izlenmesi ve gerekli durumlarda tıbbi müdahale gerektirmesi nedeniyle gereken önemin verilmesidir.

Prof. Dr. YAVUZ ARIKAN

1978 yılında Uşak’da doğan Yavuz Arıkan , 2003 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesini bitirmistir. Mezuniyetten sonra İstanbul Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ihtisasına başlamış olup 2010 yılında uzman hekim olmaya hak kazanmıştır.

Mecburi Hizmet görevini Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi Kliniği’nde tamamladıktan sonra 2012 yılından itibaren Baltaliani Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde uzman doktor olarak 2. Ortopedi kliniğinde kemik ve yumuşak doku tümörleri alanında çalışmaktadır. 2013 yılında ortopedi board sınavını vererek TOTEK üyesi olmaya hak kazanmıştır.